Hatay ‘ da Lezzet ve Mekan Gezimiz 2.Bölüm

0
269

Merhaba , Hatay gezimiz  bitmediği için 2.günü  2.bölüm olarak  yazmaya çalışacagım.2.gunu gittiğimiz yerler ise şu şekilde ;  Vakıflar Köyü ,Samandağı Titus Tüneli ve Harbiye Şelaleri , Abdo Döner  ve Yusuf Usta Künefe ve Uzun Çarşı .

Hazırsanız başlıyoruz  🙂

Harbiye Şelale

İlk günün  yazısında Harbiye Şelalerinden bahsetmeyi unutmuşum. Hatay’a gittiğimizi duyan arkadaşlarım ve   Hatay’da konuştuğum esnaf veya çevre, Hatay’a gitmişken Harbiye Şelalerine görmeden gelmeyin demeleriydi.Yalnız  gündüz gitmemizi tavsiye etmişlerdi.Bizim de zamanımız kısıtlı ve gideceğimiz yerlerin mesafeleri farklı oldukları için  Harbiye Şelalerine akşam gitmeyi uygun bulduk. Harbiye Şelaleri ,  çağlayanlar bölgesi  olarak anılmakta şelaleleri ve temiz havasıyla tam bir mesire yeri .

Hatay Merkez de ki yemek faslını yaptıktan sonra , Kurtuluş caddesinden Minibüs ile  Harbiye Şelalerine giden minübüse bindik. Minibüs ücretleri 3 veya 4 lira arasında  değişiyor. Yarım saat  gittikten sonra  Harbiye Şelalerinde vardık.. 4 tane çay bahçesi ve  süs eşyaları satan   hediyelik dükkanlar  bulunmakta .Akşam yemekleri için 2-3 tane sırasıyla restaurantlar bulunmakta.

Yaz aylarında serin serin oturabileceğiniz  bir yer. ve harbiye şelalelerinde  bir hikayesi var diye düşünmüştüm ve gerçekten varmış.

Hikaye şu şekilde ; ( www.gezihatay.com  den sitesinden alıntıdır )

Irmak Tanrısının kızı olan Daphne, bir “Su Perisi”; Apollon ise “Işık Tanrısı”dır. Altından bir lir çalar. Hastalıkları iyileştirme sanatını insanlara o öğretmiştir. Mitolojiye göre Daphne kırlarda gezinirken Apollon ile karşılaşır. Apollon ona aşık olur ve onu izlemeye başlar. Daphne kaçamaz, Toprak Tanrıçaya “Beni sakla kurtar “ diye yalvarır. Yakalandığı anda bir defne ağacına dönüşür, şimdiki Harbiye Çağlayanlarının bulunduğu yerde toprağa kök salar. Vücudunu kabuklar kaplar, saçları yapraklara, kolları dallara dönüşür. O an Apollon ağaca sarılır ve ağlayarak;“Daphne! Bundan sonra sen Apollon’un hiç solmayan kutsal ağacı olacaksın. Değerli kahramanlar, zafere ulaşanlar, hep senin dökülmeyen yapraklarından ördükleri çelenklerle alınlarını süsleyecekler.” Bu tatlı sözler üzerine Daphne, dallarını eğerek Apollon’u selamlar ve sessizce ağlar. Bugün hala coşkulu bir şekilde akan Harbiye Şelalelerinin Daphnenin gözyaşları olduğuna inanılır.

Bize Hataylılar  Kuleli  Restaurant ‘ı tavsiye etti.Fakat  yemek işini   merkezde   hallettiğimiz için restauranta giremedik. 🙂

Tuzlu Yoğurt

Ertesi gün ise Öğretmen evinde   sabah kahvaltımızı yaptık.Kahvaltı açık büfe idi ve çeşit boldu. Kahvaltıda özellikle tuzlu yogurt favorimdi 🙂 . Hatay ‘a gittiğinizde  bu lezzeti tatmanızı  kesinlikle tavsiye ediyorum :)Kahvaltıdan sonra ,öğretmenevi  önünden kalkan minibusler ile  Samandağı ‘nda bulunan ve  İnsanlar tarafından tamamı oyulmuş bu tünelin sonuna kadar gittik. Giriş 5 lira

Titus Tuneli

Tunel sonrası ise  Samandağı Merkezden   otobus ile  (Ücret ise 1.5 lira ) Vakıflar köyüne gittik. .Her dinden ve ırktan35 ailenin  ve toplam 135 kişinin yaşadığı bu Ermeni köyü  portakal ağaçlarıyla  çevrili  bir yerleşim alanı.  Gider gitmez , Vakıflar Köyünde bulunan  Ermeni kilisesine ugradık.Kilisede görevli olan bayan bize Ermeni Kilisesi ve Vakıflar köyü  hakkında kısa bir bilgi  verdi.  Ayrıca Vakıflar köyü tanıtımı için kısa bir çekimde yaptık.

Merkezde bulunan cafede kahve içerken yanımıza Ermeni ve 82 yaşındaki  Musa Amca , yanımıza geldi ve bizimle çok keyifli bir sohbet  etti. Sohbeti sizler ile paylaşıyorum.

Dönüşte karnımız acıktığı için sosları ile  yemeye doyamayacağımız Abdo Dönere  ugradık. Salçalı Soslu Dönerini yedik.Genelde döner yemeyen birisi olarak  , soslu olmasına ragmen hem lezzetli , hemde hafifti. Döner yedikten sonra son durağımız  ise ,  Yusuf Ustanın Künefesini tatmak  oldu.

Yusuf Usta ;  künefelerinin beğenmelerinin püf noktasını ise şu şekilde açıkladı :Künefelerden tek farklı , Yusuf Usta  künefeyi kendisi pişiriyordu.Diğer  künefeler ise fabrikasyon olduğu  ve  sadece şerbeti döktüklerini  söyledi.

HATAY Uzun Çarşı

Künefe  yedikten sonra ,İstanbul ‘a götürmek için ,Uzun Çarşı içinde kısa bir alışveriş yaptık.Hatay ‘ a gidince hassas cildimden ötürü  Defne sabunu almayı ihmal etmedim 🙂 Ayrıca Hatay denilince Nar ekşisi ve Sürk ( Kuru Çökelek ) alınması gerekenler arasında yer alıyor.  Hatay’dan Öğretmen evindeki eşyalarımızı almaya giderken , yol üzerindeki pastanede gördüğüm Kömpe Kurabiyeleri görünce, Seneler önce Hataylı bir arkadaşımda bu kurabiyeleri yediğimde müptelası olduğum aklıma geldi ve .hemen alıverdim. Kömpe kurabiyesi Hatay’da bayramlarda yapılan bir  kurabiye çeşidi. Şekil vermek içinde  özel kalıbı bulunmakta.Tadımı :)muhteşem 🙂 Anlatılmaz yaşanır 🙂 diyebilirim.

mm

Evet bir gezininde sonu  geldi. Her başlangıcın  bir sonu vardır derler ya  istemeyerek te olsada bu  gezimizinde sonu geldi.Hatay ‘ın bana bıraktığı izler ise mezeler ve harika yemeklerin dışında  Hatay ‘lıların cana yakın ve samimi olması idi  🙂 Son olarak  İst ‘a gitmek üzere , Hatay Havalanına geldik.Evett  işte böyle Hatay geziside bu şekilde son buldu.

 Şimdilik Sevgiyle Kalın 🙂

LEZZET TRAMVAYI 

Lezzete Giden Yolculuk LEZZET TRAMVAYI ile başlar  

1 YORUM

  1. umarım kömbenin içi hurmalı olanından almışsınızdır boş olanı pek güzel değil bence .. harbiyede yemek yememekle iyi yapmışsınız merkeze göre hem daha pahalı hem de lezzeti daha azdır.. sürk seviyormusunuz ben sevemedim hem tadı hem kokusu çok ağır bana göre.. ve son olarak tuzlu yoğurda ben de bayılıyorum .-))

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here